Bir Pazar Akşamı Yemeği

Bir Pazar Akşamı Yemeği

1612

Bir Pazar Akşamı Yemeği

Baba, anne ve iki kız çocukları ile birlikte bir Pazar akşamı yemeği yiyorlardı. Saat geç değildi henüz, erken bile sayılırdı. İçlerini şimdiden ayrılık acısı sarmış, lokmalarına içlerine akıttıkları gözyaşları eşlik ediyor, düğümlenmiş boğazlarından zorlukla geçiyordu.

Evin babası Ahmet, yemek biter bitmez temizlenmiş giysileriyle doldurulmuş bavulunu alarak yola çıkacak, asgari ücretin biraz üzerinde iş bulduğu komşu şehirdeki beton santralindeki şantiyeye gidecek ve birkaç hafta sonra döneceği yuvasını özleyecekti.

Oysa Ahmet köyünde, rızkının peşinde koşan bir çiftçiydi. Borçlarını ödemek için hayvanlarını satmış, artan fiyatlar sebebiyle bir daha da alamamıştı. Devletimiz Ziraat Bankası aracılığı ile faiz sübvansiyonu uygulayıp faizsiz hayvancılık kredisi imkanı sağlıyor fakat banka 10 adet inek almak için yaklaşık 200 bin Liralık teminat istiyor. Vereceği kredi miktarının en az 1,5 misli teminatı da piyasa fiyatından değil resmi kayıtlarda geçen rakamlarla yapıyor. Yani aslında 150bin liraya satılan bir daire kayıtlarda 55-60bin lira ise, 10 adet inek alabilmek için kredi talep ettiğinde 3-4 tane dairesini ipotek ettirmek zorunda kalıyor Ahmet.

3-4 dairesi olsa zaten cebinde parası olacak, hayvanlarını tekrar alacak. Peki Ahmet köyüne, çocuklarının yanına dönüp bizler için sağlıklı süt üretmeyi nasıl başaracak?

Tarımsal kalkınma kooperatifleri hayvancılık projeleri hazırlar ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına sunar, Bakanlık da uygun gördüğü projeleri onaylar, kooperatif üyeleri birbirlerine kefil olarak hayvancılık yapabilirlerdi. Di diyorum çünkü yaklaşık 1,5 senedir bu projeler kabul edilmiyor.

Tarım harici sektörlerde zengin olmuş, teminatı olan, milyonlarca Liralık faizsiz krediyi alarak hayvancılık sektörüne girerken Ahmet, günde dört bardak Starbucks kahve parasına çalışıp, ailecek hasret çekerek hayat kavgası veriyor. Kimi tatlı peşinde, kiminin ise tuzu yok. Onlar da canlarına tak edince çalıştığı şehrin kenar mahallesine taşınıp, şehre göç eden, alım gücü olmayanlar kervanına katılırlar.

Köylerde yaşayan insan nüfusu iyice azaldı, 20 sene içerisinde şehre yakın köyler dışında kimse kalmayacak. O zaman hayvan hapishanelerinde yetişen hayvanların ürettiklerini yiyeceğiz. Sağlık ve lezzeti ara ki bulasın.

 

Not: Bu yazıdaki kişiler ve yaşananlar gerçektir.

 

Kooperatiflere geçmişte verilen imkanlar verilmeli ki; çiftçiler de inekleri de huzur ve mutluluk içerisinde köylerinde yaşasınlar, üreterek ülke ekonomisine katkıda bulunsunlar.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar

1036

YORUM YOK

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.