Hayvancılık Yatırımları
Önsöz
Bilgisayar, telefon, otomobil kullanmadığımız gün olabilir, hatta mesleğimizi icra ederken kullandığımız teknolojik araçlardan dahi vazgeçebiliriz fakat beslenmeden vazgeçemeyiz. Oruç tuttuğumuz günlerde belirli zamanlarda olsa bile mutlaka besleniriz.
Birçok kişi asla ölmeyen işkolu olarak değerlendirir gıda sektörünü. Daha doğru bir açıdan bakacak olursak; asla vazgeçemeyeceğimiz ihtiyacımızdır gıdalar.
Bugün için çölde su ne demekse, yakın gelecekte yeryüzünde gıda o kadar değerli ve bulunmaz olacak diye birçok bilim adamı tarafından söyleniyor. O günlere gitmeden, gıda bugün için de çok değerlidir. Üreticiye kazandırması için illa kıtlık olması gerekmez. Doğru yöntemler uygulandığı takdirde her zaman kazanç elde edilebilir.
Tarım ve hayvancılığı meslek edinmiş kitle köyde yaşayan insanlardır. Bu kesimin öğrenim gören çocukları kendi mesleklerinde çalışmak için kentli olmuş, farklı bir alana yönelmişlerdir. Baba mesleğini sürdürecek olan diğer çocuklar ise asgari ücretle, bugün var yarın yok işlere yönelmiş, köyden destek alarak kıt kanaat geçinmeyi gelecek inşa ettiğini sanma gafletine düşmüştür. Bir süre sonra köydeki varlıklarını da kaybedince yahut miras yoluyla kuş kadar kalınca dımdızlak ortada kalacaktır.
Kent yaşamına giden bir daha geri dönmez. İstisnaları çok azdır ve tam mutluluk yoktur. Tarım ve hayvancılıkta kaybedilmiş işgücü, artık geri kazanılamaz. Gönül ister ki tarım ve hayvancılıktan aileler geçinsin, yarınlarını kursunlar fakat gidişat maalesef böyle değil.
Köylü üretmekten ve hatta köyde yaşamaktan vazgeçtiyse, gıdayı nereden temin edeceğiz? Ya ithal edeceğiz ya da profesyonel işletmelerde üreteceğiz. Bir sektör hem de büyük ciroları olan bir sektör sessiz sedasız el değiştiriyor, yatırım yapmak isteyenler iyi düşünmelidir.
Yakın gelecekte ne olabilir? Yabancı yatırımcılar büyük yatırımlar yapacak domatesten patatese, süt üretiminden et üretimine kadar her alanda söz sahibi olacak yatırım yapabilirler. Kendi ülkende sadece gıda tüketerek başka ülkeleri zengin etmiş olursun. Kimse global dünya masalını anlatmasın, yarın bu paralar size karşı silah da olur, egemenliğinize tuzak da olur.
O halde hem milli duygularla hem de kazanç kapısı olarak tarım ve hayvancılığımıza dört elle sarılmalıyız. Biz tarım ülkesi olamayız, sanayi ülkesi olacağız diyenleri dinlemeyin. Tarımla uğraşırken sanayiye engel mi oluyoruz? Yada 75 milyon insanı en gelişmiş elektronik çiplerle, uçaklarla, yazılımlarla mı doyurmayı düşünüyorlar? Para kazanır alırım çözümüne diyorum ki, kıtlıkta para geçmez.
Tarımcılık profesyonel olduğum bir alan değil fakat ileri fikirleri olan ziraat mühendisleriyle ülke geleceğine ışık tutacak projeler hazırlayabiliriz. Bu konuda çalışması olan ziraat mühendislerinden irtibata geçmelerini bekliyorum.
İçinde olduğum hayvancılık sektöründe ise kültür balıkçılığından koyunculuk ve sığırcılığa kadar yatırım yapabileceğiniz birçok alan vardır. Bu alanda en büyük yatırımları bekleyen sektör büyükbaş hayvancılıktır.
Büyükbaş hayvan yatırımları nasıl olmalıdır
Sürdürülebilir bir yatırım için kombine (süt ve et) üretim hedeflenmelidir. Besi hayvancılığı dalı, canlı hayvan fiyatlarının yüksek, et fiyatlarının düşeceği beklentisi olduğu dönemlerde yapılamaz. Besi hayvancılığı yapanlara sorulduğunda en büyük giderin yem olduğu söylerler. Canlı hayvanı satın alırken verdikleri paranın, beslerken yedirdikleri paradan en az iki misli miktarda olduğu hatırlatıldığı zaman asıl giderlerinin canlı hayvan olduğunu anlamaktadırlar. O halde canlı hayvanı yetiştirici kendisi üretmelidir.
Süt para kazandırmıyor gibi bir düşünceye girmeyin. Süt bugün de para kazandırıyor, yarın da kazandıracak. Üstelik damızlık çiftliğin gelir kaynağı sadece süt değildir. Canlı hayvan varlığınızı her yıl katlarsınız. 2 milyon liralık canlı varlığınız varsa 12 ay sonra bu rakam 4 milyon lira olacaktır. Kendini karda her yıl ikiye katlayan kaç sektör sayabilirsiniz?
İlk önce arazi tespiti yapmalısınız. Yerleşim yerlerine uzak, sessiz sakin, havadar bir bölge tercih edilmelidir. Çok su tüketimi olacağı için suya kolay ulaşılmalı veya yer altı suyu olmalıdır. Elektrik de gerekli olduğu için tercihen trifaze elektrik olmalıdır. Çiftlik kapasitesine göre değişmekle birlikte arazi en az 8-10bin metrekare olmalıdır. Bu arazi; ahırlar buzağı kulübeleri, kaba ve kesif yem deposu, silaj bölümü, sağımhane, revir, ofis binası ve birbirine bağlayan yollar için kullanılacaktır. Hayvanların günlerini geçireceği otlak, mera veya gezinti tarlası olarak bir alan mutlaka ayarlanmalıdır. Arazinize komşu diğer arazileri bu amaçla satın almalı veya uzun dönemli kiralamalısınız.
Belediye sınırlarında belediyeye, diğer bölgelerde ise özel idare müdürlüklerine ruhsat için müracaat etmelisiniz. İlgili bölümlerle yazışmaları bu ruhsatı verebilmek için özel idare müdürlükleri sürdürmektedir. Çed raporu da bu süreçte alınmaktadır.
Ruhsatın alınmasıyla çiftliğinizi inşa etmeye başlayabilirsiniz. Çalışırken aksaklık yaşanmaması için iş planını araziniz üzerinde defalarca düşünüp tesisleri öyle yerleştirmelisiniz. Çiftliğinizi dış ortamdan yalıtacağınız için arada girilmesi gereken bölümler (yem ve süt araçları gireceği için) çıkışa yakın olmalıdır. Ahırlar, buzağı bölümleri ve revir en serbest yerde, sağımhane ve yem deposu ve ofis çıkışa yakın bir yerde konumlandırılmalıdır.
Genellikle ahır, revir, sağımhane, yem deposu tercihen çelik konstrüksiyon; ofis, silaj bölümü ve gübre çukuru betonarme inşa edilir.
Yapacağınız bina büyüklükleri çiftlik kapasiteniz oranında büyüyecek veya sayısı artacaktır. Bir başlayalım kapasiteyi arttırırız mantığı ileride iş planı ve finans açısından büyük zorluklara sebep olmaktadır, kapasite en başta planlanmalıdır.
Ülkemizde her türlü ekipman bolca bulunmaktadır. Birbirleri ile uyumları gözetilerek seçim yapılmalıdır. Bu konularda ilk defa araştırma yapıyorsanız işi pazarlama olmayan bir profesyonelin fikrini almanızı tavsiye ederim. Birçok satıcı kendi ürününü vazgeçilmezmiş gibi gösterebilir.
Çiftlik yatırımı zor bir iş değildir. Devletimiz damızlık süt hayvancılığına ilk 2 yılı ödemesiz 5 yılda ödemeli faizsiz kredi vermektedir. Yatırımın %25 lik kısmı öz sermayeden olmak koşuluyla çiftlik içi yapılara harcanan kısım (yıllık ödemeli) ve canlı hayvan alımı (ilk 2 yıl ödemesiz), alınan 1 liralık kredi için 1,5 lira teminat şartı ile verilen faizsiz krediden faydalanılmalıdır.
Tarımsal yatırımlara katkı olarak bazı illerde yatırımın KDV hariç yarısı hibe edilmek suretiyle desteklenmektedir. Arazi alıp, yatırım bedelinin %25 lik kısmı nakit olarak hazırlandıktan sonra başka hiçbir sektörde olmayan %50 hibe ve geri kalana faizsiz kredi imkanı değerlendirilmelidir.
Bu kadar desteklenen bir sektöre ilgi çok büyük olması gerekirken neden bu boyutlarda değildir? Öncelikle hayvancılık vizyon işidir. Kötü örnekler ibret belgesi olarak değerlendirilip iyi örneklerin başarı yöntemleri görülmelidir. Her ne kadar hibe ve faizsiz kredi imkanı olsa da hayvancılık büyük rakamlarla yapılan yatırımdır. Bu yatırıma her isteyen kişi nakit kısmı için veya kredi kısmı için teminat bulamaz. Parası olan için, kafasında netleştiremediği sektöre yatırım yapmak çok zordur.
Sektörün ne sürede ne kadar kazandıracağı, riskleri bir rapor olarak anlatılması sonucunda yatırım düşünülse de canlı bir örnek içine girilmediği zaman yatırım bir düşünceden öteye gitmemektedir.
Çekinmeyin, Araştırın, Yatırım Yapın
Önceki yazılarımda anlattığım karlılığın yöntemlerine değinmeyeceğim, o yazılarımdan okuyabilirler fakat yatırımcı adaylarına şunu söylemek istiyorum: çiftlikte yaptığınız binalar çöpe gitmiyor gene yatırım olarak kalıyor, bir yıl sonra canlı hayvan varlığınız iki katına çıkıyor. Harcadığınız miktarı bir yıl sonra size geri kazandıran bir sektöre girmeye daha ne bekliyorsunuz? Et,süt ve ürünlerinin ithalatına gerek bırakmayarak dış ticaret açığının artmasını engel olacak, yakın gelecekte beklenen kıtlık günlerinde ülkesinin gıda sorunu olmamasını ve hatta zengin ülke olmasını sağlayarak ulusal çıkarlarımıza hizmet etmiş olacaksınız.
Yapacağınız yatırımlarda her türlü fikir danışabilirsiniz. Yapımına sevindiğim bu yatırımlara başarılı olması için elimden geldiğince yardımcı olacağımı söylemek istiyorum.
Biz yaptık başaramıyoruz diyen yatırım sahiplerinin de başarılı olması için yardımcı olmayı bir vatan borcu sayıyorum.
Bu ülke bizim, sahip çıkalım. Ülkemizde yetişen her türlü tarım ve hayvancılık ürünlerinde ithalata HAYIR.